REM, "Rapid Eye Movements" kelimelerinin baş harflerinin kısaltmasından oluşur. Türkçe karşılığı, "hızlı göz hareketi dönemi" olarak tanımlanabilir. REM uykusuna değinmeden önce, uyku ile ilgili birkaç cümle söylememiz icap eder.
İnsanoğlu yaratılışından itibaren kusursuz kodlama ile donatılmıştır. Varolmak için gerekli tüm ihtiyaçlar, yaratıcımız tarafından tasarlanmıştır. Ne bir eksik ne bir fazla.
İnsanlar, hayatlarını devam ettirebilmeleri için, biyolojik tasarımın bir parçası olan "uykuyu" çok iyi kullanabilmelidirler. Yoksa, domino yıkımı gibi sırasıyla, tüm tasarımın bozulmasına neden olacaktır. Ortalama 75 yıl varsayılan insan ömrünün, 25 yılı uykuda geçer. Uyku süresi bireylerde değişkenlik göstersede, uykunun amacı hep aynıdır. Sağlıklı yaşam, organların dinlenmesi, kasların performansını toplaması ve beynimizin istirahat etmesidir.
Bir insanın, ömrünün üçte birini kaplayan, fizyolojik olay olan uyku, bu sayede tüm dünyada bilimin merak konusu olmuştur. Uykunun bir çok bölümlerini aydınlatabilseler de, halen gizemini koruyan da bir yanı vardır.
Bilim insanlarının en çok üzerinde durduğu "REM uykusu / NON-REM uykusu"'ndan REM uykusuna değinmek gerekirse;
REM uykusu serotonin hormonunun düşmesiyle başlayan süreçtir. Serotonin hormonu da gün ışığında salgılandığı için, gün doğarken görülen rüyalardan sorumludur diyebiliriz. REM uykusunda görülen rüyalar sebebiyle, uykunun derin anında olduğu için kaslarda istemsiz hareketler, göz kapaklarında titremeler, solunumun hızlanması veya uyku apnesi dediğimiz, solunum durması meydana gelir.
REM uykusu, ilk araştırmalarda, uykunun hafif, yarı uyanık hali diye düşünülse de, uyku laboratuvarlarında incelenen hastalarda durumun sanıldığı gibi olmadığı anlaşılmıştır.
REM uykusu, ortalama sekiz saat uyuyan bir insanın, gece boyunca seksen dakikasını kapsar. Araştırmalara göre her altmış dakikalık zamanın ilk on dakikası REM uykusunundur. REM uykusu bireyin yaşına göre değişkenlik gösterir ve yaş ilerledikçe, uykunun REM'e ayrılan vakti kısalır. Örneğin; yeni doğmuş bir bebeğin REM uykusu %70'lerdeyken, otuzlu yaşlardaki bir bireyin %20'lerdedir.
REM uykusu düzenli olan bireyler, araştırmalara göre, öfke kontorlü gelişmiş, soğukkanlı ve daha dikkatlidirler. Bu yüzden uyku ritüelinin düzenlenmesi şarttır. Uyku problemi yaşayan insanların, diğer insanlara oranla daha çok kabus gördükleri tespit edilmiştir. Bu durum, bireyin agresifleşmesine, dikkat eksikliği yaşamasına neden olur.
REM uykusunun kalitesi için mutlaka, bireyin melatonin hormonuyla desteklenmesi şarttır. Uyku sırasında adrenalin hormonu azaldığı için, melatonin hormonunun savunması düşer; REM uykusunun kalitesini bozar. Kaliteyi sabitlemek melatonini korumak için mutlaka, 23:00 ile 05:00 arasında uyumak gereklidir.
Â